İçerik Analizi (Content Analizi)
Yazan ve Hazırlayan: Cem Yaşın & Can Cengiz
İçerik analizi iletişim araştırmalarında en yaygın kullanılan araştırma yöntemlerinden biridir. Üretilmiş ve sunulu olan her türlü iletişim içeriğine ve kültürel ürüne uygulanabilir.Pozitivist paradigma ile temellenen nicel bir yöntemdir. Zaidman-Zait’e (2014, 2014: 1258) göre yıllar içinde, “sunulu bir içeriğin objektif nicel açıklamasından, kuramsal genelleme ve altta yatan anlamın açıklanması ile ilgilenen, metin verisinin subjektif bir açıklamasına doğru genişlemiştir”. Haluk Geray’a (2004: 133) göre “İçerik çözümlemesi iletişim içeriğinin, genellikle önceden belirlenmiş sınıflamalar (kategoriler) çerçevesinde sistematik olarak gerçekleştirilmesini sağlayan bir araştırma tekniğidir. İçerik, gazete haberleri veya yazıları olabileceği gibi televizyon haberleri, filmleri, radyo programları, sinema filmleri kısacası her türlü içerik olabilir. Kısacası metinsel, görsel, işitsel her türlü içerik, her türlü belge içerik çözümlemesi tekniğiyle çözümlenebilir”
İçerik analizinin pozitivist paradigma ile temellenmiş olmasına rağmen, iletişim içerikleri üzerinden yapılan araştırmaların köklerini antik çağlarda bile bulmak mümkündür. Retorik çözümlemeleri, sözlü kültür içinde söylem yapılarının çözümlenmesinde önemli bir kaynaktır. Aristoteles, daha sonra ise Romalı retorikçiler Hermagoras ve Çiçero tarafından geliştirilen Topik ve Statis sistemleri, bir olay anlatısında «kim yaptı, olay nedir» gibi sorular ile anlatı üzerinden geliştirilmiş çözümleyici yaklaşımlardır. Bu yaklaşımlar, içerik üzerine olsa da günümüz içerik analizi tanımından çok farklıdır. Klaus Krippendorff (1980: 13), ilk içerik analizlerinin 1600’lerde teolojik nedenlere dayandığını ifade etmiştir. Ona göre, kilise dini olmayan konuların gazeteler ile yayılmasından rahatsız olduğu için, içerikler üzerine yapılan çalışmalar objektif bir çözümleme sayılamaz. Benzer şekilde Dovring (1954-1955: 389), 1743 yılında yayınlanan ve bir ilahi kitabı olan “Zion Şarkıları”nda içeriğin dini açıdan uygunluğunun analiz edildiğinden söz etmektedir.
İçerik analizi 20. yüzyılda kitle iletişim araçlarının içeriklerine yönelmiştir. Analizin “20. yüzyıl başında, Columbia Gazetecilik Okulu’nun gazetelerin nicel analizine ilişkin çalışmalarıyla ortaya çıktığı kabul edilmektedir” (Bilgin, 2006: 3). Ümit Atabek’in (2007: 1) ifadesi ile “gazete çözümlemesi, tüm sosyal bilimciler için ciddi bir araç olarak önemsenmeye başlanmıştı. O kadar ki, yorumsamacı sosyal bilim yaklaşımının savunucusu olan Max Weber bile, 1910 yılında bir kongrede, “gazetelerin kapsamlı toplumsal araştırmalara başlamak için iyi bir kaynak” olduğunu ifade etmiştir. kategorisini tanımladığını ifade etmiştir. Bunlar: (1) ampirik-analitik, (2) tarihsel-hermenötik ve (3) eleştirel kuramlardır. İçerik analizi bir araştırma yöntemi olarak ampirik-analitik yöntemin altında değerlendirilmektedir. Başka bir deyişle pozitivist metodoloji ile temellenmektedir. İçerik analizi bu nedenle sunulu/açık (manifest) içeriğin nesnel gözlemine ve sistematik kategoriler ile sayısallaştırmasına dayanmaktadır.
“1. Dünya Savaşı ile birlikte propaganda faaliyetlerinin incelenmesi önem kazanınca, nicel tekniklerle yapılacak çalışmalara ağırlık verilmiştir. İçerik analizinin ilk önemli ismi H. Lasswell olmuştur. Lasswell, 1915‘den itibaren basın ve propaganda analizlerine girişmiş ve çalışmalarını “Propaganda Technique in the World War” adlı kitapta (1927) toplamıştır” (Bilgin, 2006: 3). Bu dönemde Lasswell ve arkadaşları davranışçı psikolojik yaklaşımlarını siyaset bilimine taşımışlardır. 20. yüzyılın ilk çeyreği içerik analizi yönteminin akademik ve yönetsel araştırmalar içerisinde geliştiği bir dönem olmuştur. Harold Lasswell’in siyaset bilimi, psikoloji ve iletişim gibi disiplinler-arası çalışmaların bu gelişimde önemli bir rolü vardır. Rogers’a (1997: 203) göre “Lasswell, propaganda çalışmalarına ve iletişim araştırmalarında içerik analizi yönteminin gelişimine liderlik etmiştir.” Aziz’e (2003: 119) göre, “1930’lu yıllarda içerik çözümlemesinin Rönesans dönemi olarak anımsanacak değişmeler olmuş; giderek azalan ilgi, bu kez politika, propaganda ve radyo üçlüsünün oluşturduğu bir alana kaymıştır. 2. Dünya Savaşı sırasında önce Harold D. Lasswell ve arkadaşları, politika kuramları çerçevesinde iletişim sorunlarını gözlemleyerek yeni konular, yeni yöntemler ve yeni kümelendirmeler yaparak politika ve iletişim ilişkisini açıklamaya çalışmışlardır. Lasswell, kuramsal yapı içerisinde özgürlük, demokrasi, faşizm, komünizm gibi siyasal kavram ve simgeler ile siyasal değerlerin gerçekleşmesinde kullanılan şiddet, tartışma, simge değişimi, rüşvet gibi yöntemler üzerinde araştırmalar yapmış, ilişkileri ortaya koymaya çalışmıştır. ” “Lasswell ve diğerlerinin kamuoyu ve propagandaya olan ilgileri, doğal olarak iletişim çalışmalarına ve nihayetinde içerik analizine yönelmiştir. Bu zaman zarfında radyonun yükselişi de özellikle, Colombia Üniversitesi Uygulamalı Sosyal Araştırma Merkezinden Paul Lazarsfeld’in dikkatini içerik analizine yöneltmiştir” (Berelson, 1952: 23). Paul Lazarsfeld ve Robert Merton’ın radyo araştırmaları ve savaşa giden askerler üzerine yaptıkları araştırmalar da nicel yöntemlerin gelişmesinde önemli bir rol oynamıştır. “Dünya Savaşı sırasında Amerikan yönetimi kamuoyu araştırmaları düzenlemek yoluyla artan oranda sosyal araştırma yaparken, Uzak Doğu politikalarını geliştirmek için radyo yayınlarına ve gazetelere sistematik içerik analizleri yapmışlardır. Anıtsal dört ciltten oluşan ‘Amerikan Askerleri’ (The American Soldier) çalışması göstermiştir ki, pratik amaçlar sistematik sosyolojik bilginin bulunuşuna katkı sağlayabilmektedir” (Lazarsfels, 1975: 38). Janowitz’e (1968: 646) göre Lasswell sonuçları insan davranışını ve siyasi etiği etkileyen “sembolik çevre”yi araştırmanın merkezine almıştır. Dünya savaşları sırasında, sunulu haber içeriği üzerinden, toplumların öfkelerini, kendilerini ve ötekileri oluşturdukları sembolik kategorileri, sistematik ve nicel bir yöntemle incelemiştir. “Lasswell, genel kategoriler ileri sürerek ve nicel göstergeler geliştirerek içerik analizine bir sistem getirmeye çalışmıştır” (Janowitz, 1968: 647).
İçerik analizini bir yöntem olarak akademik çevrelere taşıyan ise, Lasswell’in ikinci kuşak öğrencilerinden olan Bernard Berelson’ın, 1952 yılında yayınladığı kitaptır. Mitchell’e (1967: 230) göre içerik analizinin bir çok prosedürü “İletişim Araştırmalarında İçerik Analizi” (Content Analysis in Communications Research) başlıklı bu kitapta şekillenmiştir. Berelson (1952:18-20) içerik analizinin üç temel varsayımının mevcut olduğunu ileri sürer. Bunlar:
- İçerik ile eğilimler veya içerik ile etki arasındaki ilişki hakkında çıkarımların yapılabileceğidir.
- İçerik analizi açık/aşikar (manifest) içeriğe uygulanır. Bunun dayanağı iletişimcinin, izleyicinin ve çözümleyicinin içeriği aynı ortak zeminde kavramsallaştırmasıdır.
- İletişim içeriğinin nicel çözümlenmesinin anlamlı olduğudur.
İçerik analizi pozitivist paradigma içerisinde temellenmiş bir araştırma yöntemidir. Sürecin aşamaları nicel saha araştırmasına benzemektedir. Hansen ve arkadaşlarına göre (1998; 98-99) içerik analizinin aşamaları şu şekilde sunulabilir:
- Araştırma problemini tanımlama
- Kitle iletişim aracını ve örneği seçmek
- Analitik kategorileri tanımlamak
- Kodlama cetvelini (coding Schedule) oluşturma;
- Kodlama cetvelini sınama ve güvenirliği ölçme;
- Veri hazırlama ve çözümleme.
Birimleştirme (Unitizing) içerik analizinin en önemli süreçlerinden biridir. “İçerik analizinde ayrıştırmayı hak eden üç temel birim bulumaktadır:
- örneklem birimi,
- kayıt birimleri ve
- bağlam birimleri.” (Krippendorff, 1980: 57)
Krippendorff (1980: 98) birimleri tanımlama yollarını ise 5 kategoride toplamaktadır. Bunlar:
- Fiziksel Birimler
- Sözdizimsel (syntactical) Birimler
- Göndermesel (referential) Birimler
- Önermesel (propositional)birimler
- Tematik Birimler (Krippendorff, 1980: 60-62)
Fiziksel Birimler: Haberin hangi kitle iletişim aracında nasıl yer aldığı ile ilgilidir. Bir gazete ön sayfasını incelerken hangi haber konusuna yoğunlaşıldığı veya konuların dağılımı analiz edilebilir.
- Haberin odaklanma etkisi
- Gazetenin ön sayfasında haberin kapladığı alan ile;
- Ön sayfadaki konu sayısı,
- Konuların hiyerarşisi ve kendi içinde ağırlığı,
- Punto büyüklükleri,
- Görsel Malzeme ve diğer grafik elemanların kullanımı,
- Dikkat öğesini etkileyen ton ve renk kullanımı ile ilgilidir.
Fiziksel birimlerin analizinde gazete ön sayfasında tasarım unsurları, haber birimlerinin kompozisyonu ve kapladığı alanlar, yayıncılıkta süreler ve zaman akış sıraları gibi unsurlar çözümlenmektedir.
Sözdizimsel birimler (syntactical units)
“Bu tür birimleştirme, kavramın da açıkça belirttiği üzere, mesajın verildiği dilbilgisi ile ilgili bir birimleştirmedir. Tıpkı fiziksel birimleştirmede olduğu gibi, mesajın «anlamı» ile bir ilgisi yoktur.
Yazılı materyalde en küçük sözdizin birimi sözcüktür (kelimedir). Lasswell’in 1940’da yapmış olduğu ünlü içerik çözümlemesi araştırması da bu tür bir birimleştirmeye göre yapılmıştır. Görsel ve işitsel kitle iletişim araçlarında ise bu birimleştirmeler, yine yazıya dökülmüş mesajlardaki sözler ile yapılmaya çalışılır (Aziz, 2003:127). Nuri Bilgin’e (2006: 68) göre sözdizimsel analizde anlam öğelerinin sınıflaması ve sayımı yerine, anlamın belirtenleri üstünde durulabilir. Burada, cümledeki kelime sayısı, kullanılan kelimelerin türleri gibi unsurlar değerlendirilir. Frekans analizi ile sayısal değerlere ulaşılır.
Gönderimsel birimler (referential units)
Krippendorff (1980: 61) gönderimsel birimlerin bir ifadenin atıfta bulunduğu belirli nesneler, olaylar, kişiler, eylemler, ülkeler veya fikirler tarafından tanımlanabilir olduğunun altını çizer. Örnek olarak Amerika Birleşik Devletleri’nin 37. Başkanı dendiğinde gönderim kısmen belirsizdir. Ama “Çin’i ziyaret eden ilk başkan” veya “1969 ve 1974 arasında Beyaz Saray’ın sakini” denildiğinde Richard M. Nixon’ın kastedildiği belli olmaktadır.
Önermesel Birimler (propositional units):
Gönderimsel birimler, nesneler ve niteliklerini betimlerken içeriğin karmaşık yapısını çözümlemede yetersiz kaldığında, dilin karmaşık yapısı önermeler üzerinden çözümlenebilir. Krippendorff’a (1980: 62) göre önermeler iki biçimde şekillenmektedir:
- Tutum Nesnesi / Eylemsel Bağlaç / Ortak Anlam İfadesi
- Tutum Nesnesi 1 / Eylemsel Bağlaç / Tutum Nesnesi 2
Krippendorff karmaşık cümlelerin önermeler biçiminde düzenlenerek çözümlenebileceğini ifade etmektedir. Bunun içinde karmaşık cümlelerin içinde gömülü önermeleri ortaya çıkarmak gerekmektedir. Krippendorff (1980: 62) “Öğrenci lideri iktidar elitlerine karşı kaybetmesi mukadder bir mücadele sürdürüyor” cümlesinden aşağıdaki önermeleri çıkarabileceğimizi ifade etmiştir:
Öğrenci lideri / mücadele vermektedir / iktidar elitlerine karşı
İktidar elitleri / güçlü / dür.
Öğrenci lideri / başarısız /(olacak)dır.
Tematik Birimler (thematic units):
Tematik birimler içeriğin konu kategorilerine ayrışması ile elde edilmektedir. Katz ve arkadaşları (1969) İsrail’de devlete verilen dilekçelerdeki gerekçelendirmeleri tematik analiz ile çözümlemişlerdir. ABD’de tarih dersi kitaplarındaki klişeler, çarpıtmalar ve eksiklikler, Council on Interracial Books for Children (1977) başlıklı çalışmada, ırkçı ve cinsiyetçi söylemlerin konu kategorilerine göre analiz edilmiştir. Molina ve arkadaşlarının, gazetecilerin Twitter kullanımı üzerine yaptıkları çalışmada içerikler, tematik kategorilere göre değerlendirilmiştir.
Tematik kategoriler sinema filmlerinden eğitim içeriğine kadar geniş bir yelpazede kullanılan bir birimleştirme ölçeğidir. Ama en yaygın kullanımı haber ve kamuoyu üzerine yapılan çalışmalarda gözlenmektedir. Gündem belirleme çalışmaları içerisinde medya gündeminin çözümlenmesi, içerik analizi ve haber içeriğinin değerlendirilmesi de konu veya tematik kategoriler içerisinde olmaktadır.
İçerik analizinde içeriğin değerlendirilmesi için en işlevsel araç, kodlama cetveli (coding Schedule) veya kayıtlama yönergesidir. Analitik kategoriler oluşturulduktan sonra nicel saha araştırmasındaki anket formunun oluşturulmasına benzer şekilde, içerik analizinde kodlama cetveli oluşturulmalıdır. Kodlama cetveli veri toplanan her birime uygulanan gözlemin araştırma verisine dönüşmesinde temel araçtır.
İçerik analizi pozitivist metodoloji ile temellense de nitel kategoriler ve içerikte örtülü olanı ortaya çıkaran araştırma tasarımı ile eleştirel çalışmalar ile eklemlenebilmektedir.
Medya içeriğinin enformasyon ve iletişim teknolojileri ile büyük veriye dönüşmesi sonucu, sosyal ağ analizi gibi teknikler, içerik analizi yoluyla değerlendirilmeye başlanmıştır. Çözümleme teknikleri ve içerik analizi kategorileri için ise, günümüzde yapay zeka, makine öğrenmesi gibi teknolojik imkanlardan yararlanılmaktadır.
Kaynakça
Aziz, Aysel (2003). “İçerik Çözümleme Yöntem ve Tekniği”, Araştırma Yöntemleri Teknikleri ve İletişim, Ankara: Turhan Kitabevi, ss.119-136.
Atabek,G.Ş. ve Atabek,Ü.(2007).Medya Metinlerini Çözümlemek İçerik, Göstergebilim ve Söylem Çözümleme Yöntemleri, Ankara: Siyasal Kitabevi.
Bell, A. ve Garrett, P., (2005). Approaches to media discourse. Malden, Mass: Blackwell Publishing.
Berelson,Bernard (1952). Content Analysis in Communication Research, New York, The Free Press.
Bilgin, Nuri (2006). İçerik analizi Teknikler ve Örnek Çalışmalar, Ankara: Siyasal Kitabevi.
Council on Interracial Books for Children. ( 1 977). Stereotypes, distortions and omissions in U.S. history textbooks. New York: Racism and Sexism Resource Center for Educators.
Geray, Haluk (2004). “İçerik Çözümlemesi”, Toplumsal Araştırmalarda Nicel ve Nitel Yöntemlere Giriş, Ankara: Siyasal Kitabevi, SS.:141-146.
Hansen,A.; Cottle,S.; Negrine,R. ve Newbold,C.(1998). Mass Communication Research Methods, New York: New York University Pres.
Janowitz, M. (1968). Harold D. Lasswell’s Contribution to Content Analysis. The Public Opinion Quarterly, 32(4), 646-653.
Katz, Elihu, Gurevitch, Michael, Danet, Brenda, & Peled, Tsiyona. (1969) . Petitions and prayers: A content analysis of persuasive appeals. Social Forces, 4 7, 447-463.
Krippendorff, Klaus (1980) Content Analysis An Introduction to Its Methodology, Bewerly Hills, CA: Sage Publication.
Molina, G. J., et al. (2020). “Analysis of the topics and trends of Spanish journalists on Twitter: Contents on politics, culture, science, communication and the Internet.” Cuadernos Info(47): 111-137.
Rogers, Everett (1997). A History of Communication Study: A Biological Approach. NY: The Free Press.
Zaidman-Zait, A. (2014). Content Analysis. Encyclopedia of Quality of Life and Well-Being Research, 1258–1261..