Marshall McLuhan (1911-1980)

Marshall McLuhan (1911-1980)

Yazan: Sibel Serpil Aydos

Disiplinler arası okumalar yapan McLuhan önce mühendislik daha sonra İngilizce ve tarih  eğitimi  almıştır.  Edebiyat ve felsefe alanlarındaki okumaları eserlerinde kelime oyunları,  ironi,  cinas ve paradoksu sıkça kullanmasına yol açmıştır. Diğer akademisyenlerden farklı olarak mizah ve hicvi sıkça kullanmış, bu nedenle akademik çevrelerde fazla ciddiye alınmamıştır.  Buna karşın dünya çapında kimi akademik ve entelektüel çevrelerde birçok hayran  ve  takipçi  edinmiştir. McLuhan’ın  teorileri  1990’larda  internet  teknolojisinin  ortaya  çıkmasıyla  yeniden  gündeme gelmiş,  son  on  yıldır  ise  teknolojinin  toplum  ve  insana  etkileri  bağlamında  ele  alınmaya başlanmıştır (Atalay,2018;28-29).

 

McLuhan iletişim araçlarıyla taşınan mesajın değil, iletişimin teknik aracının incelenmesi gerektiğini söyleyerek Innis’in açtığı yoldan ilerlemiştir. Ancak Innis’ten farklı olarak medyanın teknik biçiminin siyasal örgütsel sonuçları üzerinde değil, insan algılarını nasıl şekillendirdiği üzerinde durmuştur (Özçetin,2018; 246). Ona göre içerik yerine biçime eğilmek gerekmektedir. İletişim aracı yansız değildir; doğal olarak bir dile ve eğilime sahiptir. Kullananların algısal alışkanlıklarını değiştirir. Örneğin bir hikâye sözlü anlatımı ile farklı, sahnede oynanması ya da filmde gösterilmesiyle farklı anlamlar kazanır. Kısacası “araç mesajdır”( Aktaran: Rigel vd, 2005; 15). Kendi ifadeleri ile: “Bir kültürün içinden ya da dışından bir teknoloji başlatılır ve bu teknoloji duyularımızdan birine ya da diğerine yeni bir vurgu ya da üstünlük verirse, bütün duyularımız arasındaki oran da değişir. Artık ne hissettiğimizin aynısını hissederiz, ne de gözlerimiz ve kulaklarımız öteki duyularımız aynı kalır”. Ayrıca medya insan duyularının uzantısıdır: tekerlek ayağın, kitap gözün, kıyafet derinin ve elektrik devresi de merkezi sinir sisteminin uzantısıdır. Ona göre medya bizi tepeden tırnağa değiştirir; kişisel, siyasal, ekonomik, estetik, psikolojik, ahlaki, etik, toplumsal sonuçları bakımından yaşamlarımızda dokunulmamış ve değiştirilmemiş bir yer bırakmaz (Aktaran: Özçetin, 2018;248).

McLuhan’ın Innis’in izinden gittiği bir diğer konu da sözlü kültürlerin zaman yanlı, yazılı kültürlerin ise mekân yanlı olduklarıdır. Gutenberg matbaası zamanı hesaplanabilir, rasyonel ve öngörülebilir hale getirmiştir; yazının doğrusal ve mantıksal vurgusu saat zamanının tek biçimli, soyut ve sayısal tasnifinde belirleyici olmuştur. Zamanın doğa, mekân ve somut olaylarla bağı kopmuş, zaman soyut-sayısal bir nitelik kazanmıştır (Aktaran: Özçetin,2018;249-250). Matbaa sonucu yayılan basın akıl çağını, bilimsel mantığı ve insan özgürlüğünün insanın akılcılığının sonucu olduğunu savunan liberal geleneği yükseltmiştir. Aklın bu derece ön plana çıkması ise insanın kendinden ve doğadan yabancılaşmasıyla sonuçlanmıştır (Aktaran: Erdoğan&Alemdar,2002;182).

 

McLuhan radyo ve özellikle de televizyonun bireyler ve toplum üzerindeki etkilerini değerlendirmiş ve elektronik iletişim araçlarının kültürü yaygınlaştırarak, insanlığı yeniden birleştirerek dünyayı “global bir köye” dönüştüreceğini öne sürmüştür. Ona göre insanlar telgrafla elektronik çağa adım atmış ve elektronik teknolojilerle insanların yeniden dokunma ve duyma duyuları ön plana çıkmış ve yazılı kültürle gelen bireysellik ortadan kalkarak global köy oluşmuştur. Sözel geleneğin bu şekilde yeniden ortaya çıkmasıyla insanlar bütün duyularını yeniden eşit oranda kullanmaya başlamıştır (Aktaran:Rigel vd,2005; 17).

 

McLuhan iletişim araçları arasında sıcak-soğuk ayrımı yapar. Eğer araç tek duyuyu uzatıyorsa ve izleyiciye tamamlaması için çok şey bırakmıyorsa, başka bir ifade ile enformasyon açısından zenginse bu sıcak araçtır. (Radyo, Sinema, Fotoğraf) Diğer taraftan az enformasyon veriyor ve izleyici tarafından çok şey ekleniyorsa bu soğuk araçtır. (Televizyon, telefon) Sıcak araçlarda izleyicinin katılımı düşükken, soğuk araçlarda katılma ve izleyici tarafından tamamlanma oranı yüksektir. Telefon en az iki insanın katılımını gerektirir. Yazıya dayalı sıcak iletişim araçları enformasyon akışını gerçekleştirmede bireyin katılımına gerek duymaz. Televizyon soğuktur çünkü enformasyon bakımından azdır. İletiyi tamamlamak için izleyicinin aktif katılımı gerekir (Aktaran: Erdoğan&Alemdar,2002;185).

Ona göre TV sadece enformasyon yayan bir araç değil bunun yanında insan deneyimini düzenlemede de radikal bir yoldur: TV görüntü ve sesi birleştirir ve duygusal dokunma hissi verir; göz kulak ve el oyuna girer ve merkezi sinir sistemimize etki eder. Bireysel bir tecrübe olarak radyo ise kişiden kişiye dostça ilişki içinde bireyi etkiler. McLuhan’a göre radyo 1930’larda Batı toplumlarını yeniden kabileleştirdi ve böylece totaliter kitle hareketlerini üretti. Radyo bilgi üretimini hızlandırır, dünyayı köy hacminde küçültür ve köyün dedikodu, haber ve kişisel kötülükler gibi zevklerini yaratır (Aktaran: Erdoğan&Alemdar,2002;182-183).

 

McLuhan görüşleri dolayısıyla yoğun eleştiriler almıştır.

  • Sosyal bilimcilerin kurumsal çalışma ciddiyetinden yoksun oluşu ve sınanmasına gerek duymadan ortaya attığı savlarının bilimsel bir nitelik taşımadığı,
  • Teknolojiyi tarafsız olarak gösterip içinde yer aldığı sınıfsal ve ekonomik ilişkiler ağını görmezden geldiği,
  • Elektronik çağda insanların yazılı kültürde olduğundan çok daha bilinçli olacağını, yazılı kültürün insanların bilinçlerinin yok olmasına neden olduğunu, buna karşın elektronik çağın bilincin yeniden oluşmasına neden olacağını öne sürmesi,

eleştiri aldığı noktalardan bir kaçıdır.

 

Kaynaklar

 

Atalay, Gül Esra (2018)“Dijital Çağda Marshall McLuhan’ı Yeniden Düşünmek: Bir Uzantı ve Ampütasyon Olarak Yeni Medya Teknolojileri” Sosyal Araştırmalar ve Davranış Bilimleri Dergisi, Cilt 4, Sayı 6, s. 27-48.

Başaran, Funda (2010) “Yeni İletişim Teknolojileri, Alternatif İletişim Olanakları”. Mülkiye, Cilt: XXXIV Sayı:269.

Erdoğan İrfan, K. Alemdar (2002) Öteki Kuram. Ankara: Erk Yayınları.

Kadife Karanlık. 21. Yüzyıl İletişim Çağını Aydınlatanlar. Haz: N. Rigel, G. Batuş, G. Yücedoğan, B. Çoban. 2005, İstanbul: Su Yayınevi.

Özçetin, Burak (2018) Kitle İletişim Kuramları, İstanbul: İletişim Yayınları.

 

 

 

 

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir