Immanuel Wallerstein’ın Dünya Sistemi Kuramı

Immanuel Wallerstein’ın Dünya Sistemi Kuramı

Yazarlar: Himmet Hülür & Hamit Ölçer

Immanuel Wallerstein’ın “dünya sistemi kuramı” ya da “dünya sistemleri analizi” diye bilinen perspektifi, temelde Batı’nın kapitalist iktisadi modelinin sermaye akışının küresel çapta bir bütün olarak organize edilişine vurgu yapmaktadır. Wallerstein, dünya sistemi teorisini “merkez ve çevre” anahtar kavramları üzerinden ele alır ve kapitalist sistemin yoğunlaştığı merkezden çevreye doğru artan baskısından söz eder. Bu anlamda sermaye ve işbölümü tüm dünyadaki emek piyasasına karşı organize olmuş ve böylece kapitalizm merkezi-küresel bir güç haline gelmiştir.

Dünya sistemi kuramı, kapitalist ekonomik sistemin merkezden çevreye (periferiye) doğru büyümesinin kapitalist toplumlar ile kapitalizm öncesi toplumlar üzerinde benzer etkileri doğurduğunu ifade eder. Dünya sistemi kuramı, Wallerstein ile meslektaşlarının öncülüğünde Binghamton’daki New York Eyalet Üniversitesi’nde kurulan ekonomi, tarihsel sistemler ve uygarlık araştırmaları merkezindeki çalışmalarla dayanmaktadır. En geniş anlamda dünya sistemi kuramı, kapitalizmin bütün dünyadaki genişlemesini belgeleyen sosyolojik bir açıklama modeli olarak karşımıza çıkmaktadır (Marshall, 1999: 168).

Her şeyden önce Wallerstein’ın amacı Batılı ulusların Batılı olmayan uluslar üzerindeki sömürgeci eğilimlerine ve bu yönde güdülen sömürgeci stratejilere dikkat çekmekti. Bu bağlamda Wallerstein teorik açıdan dünya kapitalist ekonomisinin yapısı ve işleyişinin doğal olarak sömürgeci olduğunu savunur (Skocpol, 1977: 1079). Wallerstein, Avrupa’nın genişlemesinin iktisadi ve sosyal tarihinin yeni bir sentezini oluşturmak için geliştirdiği modern dünya sistemi kavramıyla asıl ününe kavuşmuş ve 1970’lerden itibaren dünyayı bu perspektiften değerlendirmeye başlamıştır (Aktoprak, 2004: 25).

“Wallerstein’ın sentezinin temeli, Batı Avrupa’nın, özellikle de kuzeybatı Avrupa’nın 15. yüzyılın sonunda sahip olduğu küçük teknolojik ve örgütsel avantaj ne olursa olsun, Batı’nın Batılı olmayan çeperleri sömürerek çok daha büyük bir üstünlük elde ettiği düşüncesiydi” (Ragin & Chirot, 2014: 305). Kapitalizmin başarısı çekirdek ile çeper arasında bir işbölümünün yaratılmasına ve sürdürülmesine bağlı bir durumdu (Ragin & Chirot, 2014: 325).

Wallerstein, dünya sistemleri analizini söz konusu modern dünya sisteminin tarihini ve mekanizmalarını tarif etmek için kullandığını ve bu bağlamda bilgi yapılarını detaylı biçimde betimleyip bir yöntem ve bakış açısı olarak geliştirdiğini ifade eder (Wallerstein, 2011: 12) Onun dünya sistemi perspektifi, tekil bir toplumsal sistem içindeki kapitalizmin yerini saptayıp bu sistemi bütünlüklü olarak incelemeye dönüktür (Ragin & Chirot, 2014: 316). Bu açıdan Wallerstein’ın hem makro sosyoloji hem tarihsel sosyoloji hem de toplumsal değişim incelemelerinde önemli bir etkisinin olduğu söylenebilir (Ragin & Chirot, 2014: 341).

Wallerstein, modern dünya sisteminin ortaya çıkışını şu sözlerle betimler: “15. yüzyıl sonları ve 16. yüzyıl başlarında, Avrupa ölçekli dünya-ekonomisi olarak adlandırabileceğimiz bir olgu ortaya çıktı. Bu yeni olgu boyutlarına rağmen bir imparatorluk değildi ama büyük bir imparatorluk kadar genişti ve onunla bazı özellikleri ortaktı. Ancak farklı ve yeniydi de. Dünyanın daha önce tanık olmadığı bir sosyal sistem oluşu, modern dünya-sisteminin ayırt edici özelliğiydi” (Wallerstein, 2015a: 39).

Wallerstein, feodalizmin yıkıntılarından kapitalist dünya ekonomisinin yükselişi için üç şeyin gerekli olduğunu ileri sürmüştür: kapitalizmin yükselişi için keşif ve sömürgeler yoluyla coğrafi yayılma, dünya ekonomisinin bölgeleri için farklı emek denetim yöntemlerinin (işbölümünün) gelişmesi ve dünya ekonomisinin gelişimini sağlayan merkezi devletin ortaya çıkışı (Ritzer & Stepnisky, 2018: 307). Bu bağlamda ortaya çıkan yeni sistemin bir dünya sistemi oluşu tüm dünyayı içine aldığından dolayı değil, hukuki açıdan tanımlanmış tüm politik birimlerden büyük oluşundan kaynaklanmaktadır (Wallerstein, 2015a: 39).

İlkin coğrafi yayılma, denizaşırı yayılmacılıkla baş göstermiş ve beraberinde köle ticaretini doğurmakla kapitalistlere uysal işgücü sağlamıştır. Bununla birlikte coğrafi yayılma kapitalistler için altın, yiyecek ve çeşitli türlerde hammadde teminini sağlamıştır. İkincisi, dünya çapında işbölümü uluslararası nitelik kazanarak emek piyasası merkezin denetimi altına girmiştir. Üçüncü olarak, politik ve iktisadi grupların kendi çıkarlarını korumak ve genişletmek için merkezi devletleri kullandıkları görülmektedir (Ritzer & Stepnisky, 2018: 307-308). Bu evreler göz önüne alındığında kapitalist sistemin tek bir dünya ideolojisi ve pratiği içerisinde organize olduğunu söyleyebiliriz.

Wallerstein tarihsel açıdan modern dünya sistemi içerisinde etkili olan egemen güçlerin rolüne dikkat çeker. İlk dönemdeki Hollanda’nın egemenliğini sonrasında İngiltere ile Fransa’nın egemenliği takip eder. Daha sonra Amerika ve Almanya’nın hegemonik gücü belirir ve bununla beraber kuzeydoğu Asya ile kısmen istikrarlı yapı sergileyen Avrupa Birliği’nin hegemonik etkisi görülmektedir (Wallerstein, 2015b: 23-24). Hegemonya mekanizması modern dünya sisteminin insanlık tarihinde gelişen bir dünya ekonomisi olmasını sağlamıştır. Hegemonik güç mekanizması olmadan tarihsel sistem olarak kapitalizm yaşayamazdı ve dünyayı dönüştürme gücü olamazdı (Wallerstein, 2015b: 29).

Wallerstein, dünya sistemini iktisadi bir temele dayandırmakla beraber aynı zamanda bu sistemin ideolojik ve kültürel alt yapısına vurgu yapar ve böylece bütünlüklü biçimde politik, sosyolojik ve tarihsel bir dünya sistemi kuramını ortaya atar. Wallerstein’ın fikirleri tüm iktisadi, politik ve kültürel olayları ve ilişkileri büyük bir yapı içerisinde ele alıp sistematik hale getirmek üzerine kurulmuştur. Dünya sistemi nosyonu bir bakıma devletlerin meydana getirdiği büyük ve tek bir toplumu betimleyen bir bakış açısı olarak karşımıza çıkmaktadır (Avcıoğlu, 2014: 98).

Kapitalist bir dünya ekonomisi olan modern dünya sistemi, 16. yüzyıl boyunca Avrupa ile Amerika kıtalarının belirli kısımlarında oluşmuş ve zamanla bütün bir yeryüzünü kuşatacak biçimde genişlemiştir (Wallerstein, 2012: 99). Kapitalist pazarlar, dünya sistemi adına temel ürünler elde etmek için yereldeki köylülüğü zoraki emeğe yöneltmiştir. Öte yandan kapitalizm mevcut kent hayatının belini kırarak kitleleri yoksullaştırmış ve yaşam standartları kapitalist sistemden önceki seviyenin altına düşmüştür (Ragin & Chirot, 2014: 327-328). Bu bağlamda kapitalizmin yarattığı modern dünya sisteminin artan merkezileşmesi ve çevre üzerindeki baskısı tüm yeryüzü yaşamını tehdit eder hale gelmiştir.

Wallerstein’ın dünya sistemi kuramı üzerinden kapitalist sistemin doğasını çözümleme girişiminin önemli bir teorik katkı olduğunu söylemek gerektir. Ritzer ve Stepnisky’nin (2018: 311) dile getirdikleri gibi, sözgelimi dünya sistemi kuramcılarının 2008’de başlayan küresel iktisadi kriz ışığında kapitalist dünya sisteminin bazı analizlerini yaptıkları görülür. Bu analizlere göre bu ve benzeri krizler genel olarak kapitalist dünya ekonomisinin sona yaklaştığını göstermektedir.

Marx’ın ortodoks fikirlerinden hareket etmekle beraber ondan daha küresel ve sistemik düşünen Wallerstein, Marxist sınıf analizini dünya sistemi dinamiği içerisinde değerlendirmiştir. Wallerstein (2015a: 11) sınıfları, kapitalist bir dünya ekonomisi olan dünya sistemi açısından ele alır. Bu anlamda Marx’ın burjuva ve işçi sınıfları yerini merkez ve çevre ilişkilerine, burjuvanın işçi sınıfını sömürmesi yerini merkezin çevreyi sömürmesine bırakmıştır (Turner, 2006: 658). Bir bakıma sermayenin yeryüzünü kuşattığı bir durumda sınıfsal yapı da bu dünya sisteminin ekonomik, politik ve kültürel unsurları tarafından şekillenmekteydi.

Wallerstein, kapitalizmin sanılanın aksine tam rekabeti desteklemediğini, aksine rekabet yoluyla tekelleşmeyi beraberinde getirdiğini, mülkiyet haklarının genişletilmesinden ziyade bu hakları sınırlandırma eğiliminde olduğunu ve her zaman için merkezi bir devlet yapısına gereksinim duyduğunu dile getirmiştir (Aktoprak, 2004: 26). Bu açıdan ele alındığında Wallerstein’ın dünya sistemi kuramı üzerinden kapitalizm yorumunun, klasik liberal kuramcıların iyimser bakış açılarına kökten karşıt bir yaklaşıma dayandığını söyleyebiliriz.

Wallerstein, modernleşme kuramlarını kavramsal açıdan çökertmekle beraber kapitalizmi, endüstrileşmeyi ve ulusal devletlerin ortaya çıkışını ve gelişmesini anlayabileceğimiz yeni bir paradigma sunmaktadır (Skocpol, 1977: 1075). Dünya sistemi kuramı, bir yandan Marxist sınıf analizini kapitalizmin tarihsel dinamikleri ve gelişim süreci içinde merkez-çevre eksenine yerleştirmiştir, öte yandan, liberal yaklaşımların kapitalizme yönelik iyimser yorumlarını yapısöküme uğratarak sosyal bilimlerde kuramsal ve yöntembilimsel açıdan özgün bir bakış açısı geliştirmiştir.

Kaynakça

Aktoprak, Elçin (2004). “Immanuel Wallerstein: Sosyal Bilimlere Yeniden Bakmak”, Uluslararası İlişkiler, 1(4), s. 23-58.

Avcıoğlu, Gürcan Şevket (2014). Immanuel Wallerstein’ın Dünya Sistemi, Jeopolitik ve Jeokültür Kuramı. Selçuk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Dergisi, 31, s. 97-110.

Marshall, Gordon (1999). Sosyoloji Sözlüğü (Çev. Osman Akınhay & Derya Kömürcü). Ankara: Bilim ve Sanat Yayınları.

Ragin, Charles & Chirot, Daniel (2014). Immanuel Wallerstein’ın Dünya Sistemi: Tarih Olarak Siyaset ve Sosyoloji, Theda Skocpol (Ed.), Tarihsel Sosyoloji: Bloch’tan Wallerstein’e Görüşler ve Yöntemler (Çev. Ahmet Fethi), s. 305-347.

Ritzer, George & Stepnisky, Jeffery (2018). Sosyoloji Kuramları (Çev. Himmet Hülür). Ankara: Deki Yayınları.

Skocpol, Theda (1977). Wallerstein’s World Capitalist System: A Theoretical and Historical Critique. American Journal of Sociology, 82(5), s. 1075-1090.

Turner, Bryan S. (2006). Wallerstein, Immanuel (1930– ). Bryan S. Turner (Ed.), The Cambridge Dictionary of Sociology, Cambridge: Cambridge University Press.

Wallerstein, Immanuel (2011). Dünya-Sistemleri Analizi: Bir Giriş (Çev. Ender Abadoğlu & Nuri Ersoy). İstanbul: Bgst Yayınları.

Wallerstein, Immanuel (2012). Tarihsel Kapitalizm ve Kapitalist Uygarlık (Çev. Necmiye Alpay). İstanbul: Metis Yayınları.

Wallerstein, Immanuel (2015a). Modern Dünya Sistemi-1 (Çev. Latif Boyacı). İstanbul: Yarın Yayınları.

Wallerstein, Immanuel (2015b). Modern Dünya Sistemi-2 (Çev. Latif Boyacı). İstanbul: Yarın Yayınları.